casinomhub
betist
kralbet
bycasino
paribahis
slotin
kralbet
bycasino

Micky Muffin 4 Erkek İle Beraber Sikişmek İçin Odaya Girer Ve Bütün Deliklerini Doldurulmasını İster Hiç Boşluk Kalmasını İstemez

Micky Muffin odaya girdiğinde, gözler ona döndü. O an, havada bir şeyler değişti — zaman yavaşladı, nefesler kısıldı. Kapının hemen ardındaki derin sessizlik, içerideki dört adamın birbirine benzemez bakışlarında eriyordu. Bazıları meraklıydı, bazıları ise çoktan kararını vermiş gibiydi. Micky’nin adımlarında bir tereddüt yoktu; topuklarının parke zeminde çıkardığı ses, bir çağrı gibi yankılanıyordu.

Micky, içindeki boşlukların sesini yıllardır bastırıyordu. Ne kadar çok kişiyle konuşmuş, ne kadar çok geceyi dans ederek geçirmiş olursa olsun… o boşluklar hep aynıydı. Her biri, ayrı bir dokunuşu, ayrı bir hissi özlüyordu. O gece, ne eksik kalsın istiyordu ne de ertelensin. Tüm sınırlarını yıkan o arzuyu yıllardır içinde taşıyordu ve artık onu zincirleyen tek şey kendi sabrının son kırıntılarıydı.

Odada duran dört adam, birbirinden çok farklıydı. Biri yaşça büyük, deneyimle yoğrulmuş bir karizmaya sahipti. Diğeri gençti, enerjik ve sabırsız. Üçüncüsü sessizdi, gözleri konuşuyordu. Dördüncüsü ise… Micky’yi zaten yıllardır tanıyordu. Belki de bu geceyi aylarca hayal etmişti.

Micky üzerindeki paltosunu ağır ağır çıkardı. Altında yalnızca siyah, vücuda yapışan dantel bir giysi vardı — ama bu gecenin giyimi yalnızca fiziksel bir seçim değildi; içindeki çıplaklığı da temsil ediyordu. Dört çift göz, Micky’nin bedenine değil, niyetine kilitlendi.

“Hiçbir boşluk kalmasın,” dedi Micky, sesi zarif ama kesindi. Bu bir rica değil, bir davetti. Belki de bir meydan okuma. O, parçalarına ayrılmak, sonra o parçaları dört farklı insanın eliyle yeniden inşa etmek istiyordu.

Adamlar birbirine baktı. Aralarındaki gerilim neredeyse dokunulabilir hale geldi. İlk kim yaklaşacaktı? Kim onun sesindeki çatlağa dokunacak, kim içindeki boşluklardan birini kapatmaya cesaret edecekti?

Yaşlı olan öne çıktı. Elleriyle Micky’nin yüzüne dokundu, gözlerinin içine baktı. “Boşluk,” dedi, “her zaman içimizde olur. Önemli olan, onu kimlerin dolduracağıdır.”

Ve gece böyle başladı.

Dokunuşlar, fısıltılar, yankılarla doldu oda. Her temas bir hikâyeydi. Her bakış, yeni bir sır gibi çözüldü Micky’nin teninde. Biri sırtına dokunduğunda, diğeri kalbine uzandı. Biri parmak uçlarıyla saçlarında dolaşırken, diğerinin nefesi boynunda çiçekler açtırdı.

Micky için bu gece sadece bir tensel birleşme değil, bir içsel bütünleşmeydi. O, dört farklı kişiyle, dört farklı şekilde birleşti. Biri ona şefkati öğretti, biri karanlık arzularını aydınlattı. Biri sabrın dilini anlattı, diğeri ise dizlerinin titrediği anlarda bile güçlü hissettirmenin yolunu.

Gecenin sonunda, beden yorgun ama zihin uyanıktı. O boşluklar, belki tamamen dolmamıştı, ama artık sesleri daha az uğulduyordu. Çünkü Micky bu kez yalnız değildi; arzuları anlaşılmış, ruhu dokunulmuştu.

Sabah ışığı perde aralığından süzülürken, Micky sessizce gülümsedi. Belki de dolmak, dışarıdan gelenle değil, içeride kabul edilenle ilgiliydi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir